Meşher'in Göz Alabildiğine İstanbul sergisi Metropolitan müzesinde anlatıldı

Meşher'in Göz Alabildiğine İstanbul sergisi Metropolitan müzesinde anlatıldı

Meşher'de süren Göz Alabildiğine İstanbul: Beş Asırdan Manzaralar isimli sergi, dünyanın en önemli müzelerinden New York’taki Metropolitan Museum of Art’ın İslam Eserleri Bölümü tarafından çevrimiçi konuşma serisi “Islamic Art in Solitude'da küratörlerince anlatıldı.

Meşher Direktörü Nilüfer Konuk, küratörler Ebru Esra Satıcı ve Şeyda Çetin ile Prof. Dr. Zeynep Çelik, 2 Kasım’da ABD'nin New York eyaletindeki Metropolitan Museum of Art’ın İslam Eserleri Bölümü tarafından düzenlenen çevrimiçi konuşma serisi “Islamic Art in Solitude'akonuk oldu ve Göz Alabildiğine İstanbul: Beş Asırdan Manzaralar sergisiyle ilgili bilgi verdiler.

Metropolitan Museum of Art’ta İslam Eserleri Bölümü başküratörü Navina Haidar Haykel’in moderatörlüğündeki etkinlikte açılış konuşmasını Meşher Direktörü Nilüfer Konuk yaptı. Açılış konuşmasında Vehbi Koç Vakfı ve Meşher sergi mekânını kısaca tanıtan Konuk, serginin ortaya çıkış hikayesi ile birlikte, sergide yer alan tüm eserlerin Ömer Koç koleksiyonundan ödünç alındığını aktardı. Konuk, sergiye gösterilen yoğun ilginin kendilerini mutlu ettiğini, ziyaretçilerden aldıkları geri bildirimlerin son derece olumlu olduğunu söyledi.

Küratör Ebru Esra Satıcı, sergiye ilişkin eserlerin kronolojik ya da tekniğe dayanan bir kürasyon yerine konular ve hikâyelerle birbirine bağlanan tematik bir yaklaşımla yerleştirildiğini ifade ederek Edward Lear ve Max Rabes’in seçkideki eserlerini paylaştı. 500 yıllık zaman diliminde eserlerde değişmeyen ortak unsurun hayal gücü olduğunu söyleyen Satıcı, İstanbul’u hiç görmemiş sanatçıların daha önceki İstanbul temsillerinden yararlanarak eserler ürettiklerini, gerçekçi görünen temsillerin çoğunda dahi hayal gücüne dayanan noktalar görüldüğünü belirtti.

Küratör Şeyda Çetin farklı araç ve tekniklerle ortaya çıkan iki İstanbul panoramasına değindi. Bayezid Kulesi’nden İstanbul’un bilinen en eski panoramik fotoğrafını çeken James Robertson’ın 1857 tarihli fotoğrafı ile Robertson’ın izinden gittiği düşünülen, 1868 yılında Beyazıt tepelerinden İstanbul’u resmeden Girolamo Gianni’nin yağlı boya eserini paylaşan Çetin, İstanbul yangınlarını gösteren eserlerle konuşmasına devam etti. Çetin, İstanbul’a gelen az sayıdaki kadın sanatçıdan Alicia Blackwood ve Evelyn Gorkiewicz’in de şehrin görsel kayıtlarını ürettiğini anlattı.

Sergi kitabındaki makalesinde Avrupalı sanatçılara ait sergideki eserlerle geç Osmanlı/erken Cumhuriyet döneminin önde gelen yazarlarından alıntıları bir araya getiren Prof. Dr. Zeynep Çelik, konuşmasında çeşitli edebiyatçılardan örnekler sundu. Çelik, sergideki bu görsel kayıtların, onları yansıtan, işleyen, dengeleyen ve karmaşıklaştıran düzyazı ve şiirle nasıl zenginleştirilebileceğini anlattı.