Şirket-i Hayriye vapurları yeniden İstabul Boğazı'nda sefer yapabilir

Şirket-i Hayriye vapurları yeniden İstabul Boğazı'nda sefer yapabilir

Mimari Restorasyon Kültür Varlıklarını Koruma Derneği, bir asır önceki vapurların replikasının yapılması için İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne (İBB) proje sundu. Dernek, Şirket-i Hayriye vapurlarının İstanbul’un kültür tarihine ve turizmine kazandırılması için üniversitelerle de işbirliğine girdi. Şimdi Gözler İBB’nin teklife nasıl bakacağına çevrildi:

Taç Vakfı’nda 21 Aralık’ta Mimari Restorasyon Kültür Varlıklarını Koruma Derneği tarafından düzenlenen konferansta Şirket-i Hayriye vapurlarının İstanbul’un kimliğine çok yakışacağı konuşuldu.

Programa Denizcilik Tarihi araştırmacısı Ahmet Güleryüz ile İBB Şehir Hatları Genel Müdürü Sinem Dedetaş da konuşmacı olarak katıldı. İstanbul Boğazı’nda tarihi yaşatmak için dünyanın en eski deniz yolu şirketi olan Şirket-i Hayriye vapurlarından birinin inşası için proje başlatıldığı, bu projenin İstanbul’un kültür tarihine ve turizmine önemli katkılar sağlayacağı anlatıldı.

Toplantı sonrası derneğin koordinasyonunda teknik üniversitelerin işbirliği ile bu vapurlardan bir ya da birkaçının replika projesi için düğmeye basıldı. İBB’ye sunulan proje ile 35 metrelik bir vapurun 100 yıl sonra yeniden Boğaz’da yüzdürülmesi hedefleniyor. Konunun uzmanları ise şunları söyledi:

Mimari Restorasyon Kültür Varlıklarını Koruma Derneği Başkanı Serhat Şahin: İstanbul’un kıyı boyunca uzanan görkemli saraylarını, zengin yalılarını, sahilhanelerini, biraz içerlerde köşklerini, konaklarını, Selatin Camileri’nin siluetini, Galata ve Kız Kulesi’nin aşkını siyahi dumanlarıyla selamlayıp eşlik eden estetik harikası Şirket-i Hayriye vapurlarının İstanbul’un pitoresk (resmi yapılmaya değer manzara) güzelliğine verdiği katkının tekrar kazanılması adına dernek olarak Ahmet Güleryüz üstadımız ve konuyla ilgili üniversitelerimiz ile teknik ve bilimsel çalışmalarımız devam etmektedir. Öncelikli olarak düşük maliyetlerle ve günümüz teknolojisinin de entegre edilebileceği Tarabya, Şihap, Tarz-ı Nevin ve Dilnişin gibi 30-35 metrelik ufak boyutlu vapurlarımız ele alınmıştır. Ayrıca Hasköy tersanemizde ilk yerli üretim olarak yapılan Kocataş ve Sarıyer vapurlarımızın tekrar kazanılması için de çalışmalarımız devam etmektedir. Ayrıca estetik harikası tarihi vapurlarımızın, İstanbul halkına ve İstanbul’u ziyarete eden turistlerin kullanımına sunulması ülkemizin tanıtımına ve ekonomisine de önemli destekler sağlayacaktır. Bu vesileyle paydaşlarıyla beraber yürüttüğümüz projemize İBB Başkanımız Sayın Ekrem İmamoğlu ve İBB Şehir Hatları A.Ş.’nin vereceği destek ülkemiz ve İstanbul adına tarihi bir önem arz etmektedir.

Ahmet Güleryüz : İstanbul’a borcumuz olduğunu hatırlatmak isterim.

Denizcilik Tarihi araştırmacısı Ahmet Güleryüz : Dünyanın en eski kent içi deniz ulaşım kuruluşlarından biri olan Şirket-i Hayriye’ye ait ve halkın gönlünde çok değerli yeri olan vapurlardan hiç olmazsa bir adedinin replikasının yapılıp 100 yıldan sonra İstanbul sularında gezip yeniden yaşatılmasının çok önemli olduğunu belirtirim. Böyle bir girişimin üç imparatorluğa başkent olmuş İstanbul’a borcumuz olduğunu hatırlatmak isterim.

Boğaziçi'nde deniz taşımacılığının tarihi

İstanbul'da’da 19’uncu yüzyılın ortalarına kadar, denizyolu ulaşımının yegane araçları kayıklardı. Osmanlı Devletinde kayıkçılık yasal düzenlemelerle belirli kurallar çerçevesinde gerçekleştirilirdi. İstanbul’un içi ve yakın çevresinde İstanbul-Mudanya, İstanbul-Üsküdar, Eminönü-Karaköy arasında, Haliç ve Boğaziçi’nde kayık, pereme ve mavnalarla yolcu ve yük taşımacılığı yapılırdı. Osmanlı Devleti’nde ilk buharlı gemi 1827’de satın alınarak işletilmeye başlandı. Seyir güvenliği bulunmayan, hava durumuna göre büyük tehlike arz eden kayıklar giderek artan kent içi ulaşım talebini karşılayamaz duruma geldi. 1838 yılında Osmanlı sularında yolcu ve yük taşımak üzere işletilen ilk Osmanlı bandıralı buharlı gemiler olan Tersane-i Amire’ye ait Mesir-i Bahri ve Eser-i Hayır adlı vapurlardan biri İstanbul’da diğeri ise Marmara Denizi’nde işlemeye başladı. Ancak düzensiz kalkış saatlerinden artan şikâyet devletin konuya el atmasına neden oldu. 17 Ocak 1851’de Sultan Abdülmecid’in iradesi ile Şirket-i Hayriye resmen kuruldu. Şirket-i Hayriye, 1945’te hükümet tarafından satın alınıp Şehir Hatları’na devredilinceye kadar İstanbul ve Boğaziçi arasında vapurlarla yolcu taşımacılığı yaptı.