Ortaçağ’dan 20. Yüzyıla İslam Dünyasında Seyahat Doğu Gezi Edebiyatına Dair İncelemeler

Ortaçağ’dan 20. Yüzyıla İslam Dünyasında Seyahat Doğu Gezi Edebiyatına Dair İncelemeler

Bu eserde ağırlıklı olarak İbn Battûta’nın Anadolu macerası, Temgrûti ve el-Miknâsi’nin İstanbul gözlemleri ve Osmanlıların 19.yüzyılda Arap dünyasına yaptıkları seyahatler öne çıkmaktadır. Cezayir’den Ahmed es-Süleymanî, Irak’ran Şâkir Luaybî, Türkiye’den A.Sait Aykut, Fas’tan Abdüllatif Şazşi ve Muhammed Bûkebût, Suriye’den Nuri el-Cerrah, Mısır’dan Tesnim Harb ve Muhammed Harb tarafından hazırlanan bu araştırmalar, 2010 yılında Katar’da düzenlenen konferansın mihver noktalarıdır.
Gezenler gezmeyenlerden çoğu kez daha mütevazi bir bakışa, daha dervişçe bir kalbe sahiptirler. Gezmek bu anlamda bizim kendimizi tanıma çabamızın bir yansıması, gücümüzü ve imkânlarımızı test etmenin bir yoludur. Ne kadar zayıfım? Nereye kadar gidebilirim, bende eksik olan nedir, neleri bilebilirim, kimleri tanıyabilirim? Öteki kimdir ve benden ne kadar ayrıdır?, gibi soruların cevabı bir kenara çekilip kukumav kuşu gibi düşünmekle değil gezmekle bulunur. Ancak gezip gördükten sonra düşünmeye ve okumaya başlarsak hakikaten verimli eserler ortaya koyabiliriz. Elinizdeki kitap dışarıya açılan seyyahların duygularını düşüncelerini, acılarını, özlemlerini, öteki hakkındaki intibalarını anlatıyor. Müslümanlar seyahat etme ve başkalarını tanıma konusunda iyi bir zihinsel alt yapıya sahiptirler. Hem tanımak ve tanışmak ve geçmişte olup biteni anlamaları için Allah onları teşvik etmektedir; hem de ırkçılığa yer vermeyen bir inanç sistemine sahip olmak sebebiyle dünyanın her tarafındaki âdemoğullarını empatiyle karşılamaya hazırdırlar.