Tersane İstanbul inşaatında efsanevi zindanın kalıntıları bulundu

Tersane İstanbul inşaatında efsanevi zindanın kalıntıları bulundu

İstanbul'un en büyük zindanları arasında yer alan ama günümüzde varlığı neredeyse unutulan Tersane-i Amire Zindanı'nın kalıntıları Tersaneistanbul inşaatı sırasında ortaya çıktı. Tarihi kalıntıların ne şekilde değerlendireceği ise en büyük merak konusu.

Günümüzde Kasımpaşa ve Kulaksız arasında yer alan bölge Zindan Arkası olarak bilinmekte ama hangi zindandan bahsedildiği de artık pek bilinmemekteydi.  Tersaneistanbul Projesi çerçevesinde devam eden inşaat çalışmalarında o unutulan zindanın kalıntıları gün yüzüne çıktı. 

Evliya Çelebi'nin seyahatnamesinde bir adının da Sanbola veya San Pavla olduğu belirtildiğinden tarihinin Doğu Roma Dönemine kadar uzandığı tahmin edilen, Osmanlı Belgelerinde Zindan-ı Tersaneyi Amire, Beylik Zindanı, Tersaneyi Amire Zindanı olarak geçen, gayrı resmi belgelerde ise Büyük Zindan ve Kara Kule olarak zikredilen tarihi yapının kalıntıları, Tersaneistanbul inşaatı sırasında ortaya çıkarıldı. 

Fatih Sultan Mehmet döneminde inşa edilen ve Kanuni Sultan Süleyman döneminde genişletilen tersanenin yanında yer aldığı için Tersane Zindanı denilen yapıda, savaş esirleri ve çeşitli suçlardan hüküm giymiş tutuklular kalmaktaydı.

Adı Yedikule ve Baba Cafer zindanları ile anılan hapishane konusunda küçük çaplı bazı bilimsel çalışmalar yapılmış olmasına rağmen, Tersane Zindanı'nı geniş çaplı ele alan çalışma bulunmamaktadır.

Osmanlı Devletinin ilk yıllarında Gelibolu Tersanesi en önemli deniz araçları inşaatı üssü iken, İstanbul’un fethi sonrası Haliç'te kurulan Tersane-i Âmire Osmanlı donanmasının merkez üssü konumuna geçmişti. Yavuz Sultan Selim döneminde sınırları Hasköy’e kadar genişleyen Tersane-i Âmire’ deki göz sayısı Kanuni Sultan Süleyman döneminde 200’e kadar çıkmış ve dünyanın en büyük tersaneleri arasına girmiştir.

Dönemin şartları gereği tersanede gemilerin inşası için hayli fazla miktarda insan gücüne ihtiyaç duyuluyordu. Bu ihtiyaç da o yıllarda bütün dünyada olduğu gibi Osmanlı Devleti’nde de forsa tabir edilen savaş esirleri, köleler ve mahkumlardan karşılanıyordu. 

Osmanlı Devletinde en büyük forsa kaynağı, savaş esirleriydi. Savaşta esir düşenlerden beşte biri, devlet hissesine ayrılır, bunlardan büyük çoğunluğu da tersanede kullanılırdı. Forsalar, çalışmadıkları zamanlarda Tersane-i Âmire kompleksinin içindeki Tersane Zindanı’nda tutulurlardı.Şimdi merak edilen ise tarihi Zindan Kalıntılarının nasıl değerlendirileceği. Kalıntıların tarihi öneminden dolayı yerinde korunup korunmayacağı henüz bilinmiyor.  Tersaneistanbul Projesinden dolayı yol genişletme bahanesi ile yerle bir edilen tarihi Osmanlı Karakolu gibi "yerle yeksan" edilip başka yerde "yeniden" inşa edilerek koruma gibi komedi filmlerine konu edilecek tarzda bir uygulama yapılmasından endişe etmemek de mümkün değil!